İnsanlar topluluklar
halinde yaşarlar. Birbirlerine karşı duygu ve düşüncelerini ifade etmek suretiyle
anlaşmak en tabii ihtiyaçlarındandır. Aynı milletten kimseler anadillerini
kullanarak kolayca anlaşabilirler. Farklı milletlere mensup
insanların birbirleri ile konuşabilmeleri için ortak bir dil kullanmaları
gerekir. Bu durum bir taraf veya her iki tarafın bir yabancı dil öğrenmesi
ile mümkün olabilir.
İnsanların tek başına
yaşayamadıkları gibi ülkeler de tek başlarına ve başka ülkelerleçeşitli
şekillerde ilişkilerde bulunmadan yaşayamazlar. Her ülke başkaları ile
siyaset,ticaret, ilim v.b. konularında alışverişlerde bulunmak zorundadır.
Ülkeler arasındakiilişkiler de dil vasıtası ile gerçekleştirilir. Yabancı dil
konusunda eğitim alan kişilermilletleri adına diğer milletlerle münasebetlerde
iletişimi sağlarlar. İletişim,insanlığın başlangıcıyla başlayan ve insanlar tarafından geliştirilen dinamik bir süreçtir. Çünkü
insan, doğduğu günden itibaren çevresiyle ve diğer insanlarla etkileşim halinde
olan,onlara iletiler gönderen veya onlardan iletiler alıp bu iletileri
yorumlama ve anlamlandırma yeteneklerine sahip olan, ayrıcalıklı ve sosyal bir
varlıktır.( Yalçın, 2007, 749.) Bu yüzden her ülkede ihtiyaç duyulan
yabancı dillerin öğretimiyapılmaktadır.
Günümüzde
teknolojik ilerlemelerle beraber ulaşım ve haberleşme imkanlarınıngelişmesi
sonucunda ülkeler arasındaki münasebetler de çoğalmış ve bu
durum yabancıdillere olan ihtiyacı daha da artırmıştır. İnsanların
birbirleriyle olan iletişimi geliştikçe kültürler
arası alışveriş de
artmaktadır, dolayısıyla kültürel değerlerle harmanlanmışyeni bir dünya düzeni
gelişmeye başlamıştır. Bu düzen, farklı kültürlerin birbirlerinidaha iyi
tanımasını zorunlu kılmaktadır. (Akçadağ, 6.s.)
Türkiye ve Arnavutluk
tarihi ve kültürel bağları olan ve aynı coğrafyada bulunan ülkelerdir. Bu
özellikleri ile ve yukarıda belirttiğimiz sebeplerle Arnavutluk’ta
Türkçeöğretimi yapılmaktadır. Arnavutlar Balkanların güneybatısında yaşayan ve
uzun tarihigeçmişi olan bir millettir. Arnavutluk Fatih Sultan Mehmet
tarafından Osmanlı Devleti sınırlarına katılmıştır. Halkının büyük bir kısmı
İslam dinini kabul etmiş ve Türkidaresini benimsemekle kalmamış yetiştirdiği
birçok devlet adamı ile yönetime ortakolmuştur. Aynı şekilde ilim ve sanat
alanında da Osmanlı Devleti’nin ilerlemesinde
emeği geçen Arnavut
alim ve sanatkarlar vardır. Kanuni dönemi büyük şairlerindenTaşlıcalı Yahya
Bey, İstanbul Üniversitesi’nin önemli isimlerinden Hasan Tahsin veTürk Dili ve
Edebiyatı alanında önemli çalışmalara imza atan Şemseddin Sami hemenherkesin
tanıdığı Arnavut simalardır.Balkanların Osmanlı yönetimine girmesinden sonra
Türkçe ortak bir dil
olarak bölgedeki dilleri etkilemiş ve birçok Türkçe kelime Balkan dillerinde kullanılmaya başlanmıştır. Son çalışmalar, Arnavutçadaki Türkçe kelimelerin sayısının 5.000civarında
olduğunu göstermektedir.
(İyiyol, 625. s.)
Diğer Balkan
dillerinde de busayıya yakın Türkçe kelimeler yar alır. Bölgede zaman içinde
Türkçe,
konuşulupyazılan bir dil haline gelmiştir. Boşnak ve Arnavut
şair ve yazar lar tarafından çok
sayıda Türkçe eser
meydana getirilmiştir. Türkçe bilmek eğitimli ve medeni olmanın birölçüsü
sayılır hale gelmiştir.
Osmanlı
Devleti’nin dağılması ile 1912 yılında bağımsız olarak kendi yönetiminikuran
Arnavutluk’ta Osmanlı eğitim kurumlarında yetişen aydınlarla beraber
Türkçe bilenlerin sayısı oldukça
fazlaydı. Buna ek olarak yeni tesis edilen eğitim sistemi içinde İmam -Hatip
Okulu tarzındaki okullar İşkodra, Berat, Tiran, Elbasan gibi şehirlerde
faaliyet gösteriyorlardı. 1924 yılında Arnavutluk Müslüman Komitesi’nin
kurulması ve bu kuruma bağlı Tiran’da
yeni bir medresenin açılması ile burada 1945 senesine kadar yabancı dil olarak
Arapça, Türkçe, Farsça, daha sonra da İngilizce, İtalyanca gibi diller
okutuluyordu. 1945`ten sonra bu medreselerde 1964 senesine kadar sadece Arapça
ve Rusça yabancı dil olarak okutuldu. 1963 yılında, 1949 anayasasında yapılan
değişiklikler sonucu ibadetlere büyü ölçüde kısıtlama getiridi ve nihayet 1964
yılında Tiran Medresesi kapatıldı. (Truçi, 2010, 10.s.) Böylece resmi eğitim
kurumlarında Türkçe öğretimine son verilmiş oldu.
Halbuki Arnavutluk’ta
Türkçe öğretimine diğer birçok ülkeden daha fazla ihtiyaç bulunmaktaydı. Her şeyden önce Arnavutluk
tarihi ile ilgili kaynaklar , nüfus, askerlik,tapu, vergi ve mahkeme kayıtları
gibi devletin hafızası durumundaki evraklar Osmanlı Türkçesi ile yazılmış
durumdaydı. Arnavutluk’un bağımsız bir devlet olması Osmanlı yönetimine duyulan
bir memnuniyetsizlikten dolayı çıkan kargaşa sonucunda gerçekleşmemişti.
Osmanlı Devleti’nin zayıflamasından dolayı Arnavutlar kendi idarelerini kurmak
noktasına gelmişlerdi. Bu yüzden iki millet arasında yaşanan tatsız bir olay bulunmuyordu ve iyi ilişkilerin
devamı için bir engel yoktu. Tarihi beraberlik ve coğrafi şartlar Türkiye ile
Arnavutluk arasında siyasi, ticari ve kültürel ilişkilerin devamını gerekli kılıyordu.Komünizm
döneminde Tarih Enstitüsü’nde (Institutıt te Historise) Vexhi Buharaja ve
Muqerem Janine, Devlet Arşivi’nde (Arkivin Qendror te Shtetit) Jonuz Tafilaj,
Haki Sharofit ve Andrea Sahatçiut, Milli Kütüphane’deki (Biblioteke Kombetare)
Albanoloji Balkanoloji Bölümü’nde (Albanlogji Balkanolgjise) Zuber Bakiut
Osmanlı dönemine ait belge ve kitaplar ile ilgili önemli çalışmalar yaptılar.
(Egr, 2007, 107-108.s.) Bu çalışmalar daha önceki dönemlerde elde edilen
birikimler sayesinde yapılabildi. Çalışmaların devamı için yeni neslin de
Türkçe/Osmanlıca öğrenmesi gerekiyordu. Bu derece ihtiyaç bulunduğu halde
yönetimin Türkçe öğretimi için bir çaba göstermemesi garip bir tezat olarak
devam ediyordu. Nihayet 1969 yılında Muqerem Janina ve Vexhi Buharaja
tarafından Osmanlıca kursu açıldı. (Dritan, 2007, 108.s.) Tiran Üniversitesi
Tarih-
Coğrafya Bölümü’nde
1970
-
1971 öğretim yılından
itibaren Türkçe kursları açılmaya başlandı. Shaban Çollaku tarafından verilen
Türkçe dersleri değişik zamanlarda teşkil edilen gruplarla devam etti. Bu
kurslara katılarak Türkçe öğrenen isimlerden bazıları şunlardır: Aida Vishko,
Stefan Vuçani, Dashuri Murati,Hajro Limaj, FertDuka, Nezir Bata, Kujtim Noro,
İllirija Çaushi, Fatmir Mata, Kozeta Farmaqi, Ahmet Koka, Genciana Abazi Egro,
Dritan Egro ve Lindita Latifi. Bu isimlerden Ferit Duka, Nezir Bata, Dritan
Egro ve Genciana Abazi Egro lisansüstü eğitimlerini Türkiye’de yapmışlardır.
Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr.
Hamza Zülfikar 2-10 Haziran 1991
tarihleri arasında
görevli olarak Arnavutluk Tiran Üniversitesini ziyaret etti. Burada Şemsettin
Sami üzerine bir konferans verdi. (Küçük, 2009,) 1990 yılından itibaren
demokrasiye geçilmesi ile beraber Arnavutluk’ta daha düzenli bir Türkçe öğretimi yapılmaya başlanır. Bu
çalışmaları yükseköğretim, ortaöğretim, kurslar ve diğer şekillerde Türkçe
öğretimi olarak ayrı ayrı inceleyeceğiz.